- GEZIP
- General Electric zinc injection passivation - пассивационная обработка дозированием цинка по технологии Дженерал Электрик
Англо-русский словарь технических аббревиатур. 2011.
Англо-русский словарь технических аббревиатур. 2011.
gezip tozmak — eğlenmek amacıyla çokça gezmek Seher hep Bayram ın sinirine dokunanlarla gezip tozdu. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
karda yürüyüp (veya gezip) izini belli etmemek — kimsenin sezemeyeceği biçimde gizli iş çevirmek Karda yürüyüp izini belli etmemek, cümlesiyle tarif edilen bu sinsilik, hedefine asla varamayan adi bir hiledir. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
çok gezen tavuk ayağında pislik getirir — gezip dolaştığı yerlerde kötü şeyler de bulunan kimse, kötü alışkanlıklar ve zararlı bilgiler elde ederek yerine döner anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEVELÂNGÂH — Gezip dolaşılan yer. Cevelân yeri. Tâlim meydanı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GEŞT Ü GÜZÂR — Gezip tozma, gezme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Cross-Assembler — Ein Assembler (nach DIN 44300: Assemblierer) ist ein Hilfsprogramm der Programmierung (Programmierwerkzeug), das ein in einer einfachen, maschinennahen Assemblersprache geschriebenes Programm in Maschinensprache (auch Maschinencode oder Nativer… … Deutsch Wikipedia
VMAP — Vector Map (VMAP) ist ein weltweites vektor basiertes topographisch kartographisches Informationssystem der NATO, das von der NGA, der militär geographischen Behörde der USA, herausgegeben wird. Die Karte gibt es in verschiedenen… … Deutsch Wikipedia
dolantı — is. Gezip dolaşılan yer, alan … Çağatay Osmanlı Sözlük
fink — is., tkz. Hiçbir şeye aldırmadan gönlünce gezip eğlenmek anlamına gelen fink atmak deyiminde geçen bir söz Senin derdin İstanbullarda fink atmak, ben buna aracı olamam. A. Ağaoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezinmek — nsz 1) Eğlenmek, vakit geçirmek için gezmek, dolaşmak, seyran etmek Başı bir düşünceyle ağırlaşmış gibi öne düşük, elleri cebinde, geziniyordu. P. Safa 2) Belirli bir çevre içinde gezip durmak Bir akşam rıhtım boyunda geziniyordum. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gezmek — nsz, er 1) Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu. O. C. Kaygılı 2) Bir yerde dolaşmak, yürümek Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük